Rize'nin İyidere ilçesinde Ramazan Bayramı Namazı Saat kaçta? 2024 Rize'nin İyidere ilçesinde Ramazan Bayramı Namazı Saat kaçta? 2024

1) Şüphesiz Biz, değerli sayfalar içindeki Kur'ân'ı Kadr gecesinde indirdik.

Ayette indirilen [hulûl ettirilen] şey için "o" zamiri kullanılmıştır. Acaba Allah'ın indirdiği/hulûl ettirdiği nedir? Arapça ve tüm diğer dillerdeki genel kural şudur: "Gaip [üçüncü şahıs] zamirinin mercii, zamirden evvel lâfzen, mânen veya hükmen zikredilmiş olmalıdır." Yani cümlede herhangi bir gaip zamiri kullanıldığı zaman, kullanılan zamirle kastedilen şey, nesne veya anlam daha önce söylenmiş olmalıdır. Aksi halde kurulan cümleden kimse bir şey anlayamaz. Buradaki "o" zamiri surenin ilk ayetinde kullanıldığına göre, bu zamirin mercii nedir? Yani Allah'ın indirdiği/hulûl ettirdiği şey nedir?

Bize göre, "انزلناه enzelnâhu" ifadesindeki "hu [o]" zamirinin mercii, bu sureden önce 24. sırada inmiş olan Abese suresinin 11. ayetindeki "تذكرة öğüt [Kur'an]" ve 23. sırada inmiş olan Necm suresinin 59. ayetindeki "الحديث hadis [Kur'an]" sözcükleri ile kastedilen Kur'an'dır. Yani sureyi anlayabilmek için önce Abese suresi okunmalıdır. Aksi halde "enzelnahu" ifadesindeki "hu [o]" zamiri herhangi bir yere bağlanamaz ve "o" zamiri ile kastedilenin ne olduğu bilinemez.

Kur'an'ı anlamak ve yaşamak isteğinde olanlar, onu kesinlikle iniş sırasına göre okumalıdırlar. Aksi halde ayetler ve sureler arasındaki bağı tespit edemezler, dolayısıyla Kur'an'ı da gerektiği gibi anlayamazlar. Sevap olur diye anlamadan okumayı yeterli görenler ile kesim ve cifir hesaplarıyla uğraşanların zaten böyle bir taleplerinin olduğu söylenemez.Ayetteki " انّا inna [biz]" ifadesi ile "ta'zîm [saygı]" kastedilmiştir. Bu ifadeden çoğul anlamı çıkarmak imkânsızdır. Zira Rabbimizin "bir tek"liği, şerik [ortak] ve nazirinin [benzerinin] olmadığı aklen ve naklen sabittir. Bazılarının "Allah, işlerini yardımcıları olan evliyaları, Üçler, Yediler, Kırklar ile beraber yürütür" şeklindeki inançları sapıklıktan başka bir şey değildir. Yüce Rabbimizin Kur’an’da sıkça kullandığı "Biz" ifadesiyle ilgili bir açıklama, surenin tahlilinin sonuna konulan "Allah ve ‘Biz’ Zamiri" başlığı altında okuyucunun dikkatine sunulmuştur.

2) Kadr gecesi nedir; sana ne bildirdi/öğretti?

"ليلة القدر Kadir gecesi" ifadesi, bir tamlama hâlinde Arap diline ilk kez bu sure ile girmiştir. Bu sure inene kadar kimse böyle özel bir geceden haberdar değildi. Bu ayetten anlaşıldığına göre, Kadir gecesinin ne olduğunu daha önceden peygamberimiz de bilmiyordu. Zaten kolunda saati, masasında ajandası, olanı-biteni kaydettiği bir günlüğü ve peygamberlik gelene kadar çevresinde kayıt tutan vakanüvisleri olmayan birinin böyle özel bir geceyi bilmemesi de son derece doğaldı.

Bu nedenledir ki, gerek peygamberimizin kendisi ve gerekse diğer müminler, peygamberimizin Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya yürütüldüğü ve Cennetü’l-Me'vâ denilen yerde son sidre ağacının yanında Allah'tan ilk vahiyleri aldığı o Ramazan gecesinin "Kadir Gecesi" olduğunu bu sure indikten sonra öğrenmişlerdir. Bir başka ifade ile söylemek gerekirse, Kadir gecesi peygamberimizin Kur'an ile ilk kez tanıştığı gecedir.

Yüce Allah bu konuda başka bilgi vermemiş, bu kadarının bizim için yeterli olacağını takdir etmiştir. Demek ki, Kur'an'ın inmeye başladığı bu gecenin M.S. 611 yılının Ramazan ayının hangi gecesi olduğu önemli değildir; bunu bilmenin kimseye faydası da yoktur. Önemli olan surenin mesajını doğru anlamak, dolayısıyla kerametin gecede değil indirilende olduğunun bilincine varmaktır. Bu bakış açısı ile denilebilir ki, Kur'an ile meselâ 5 Ocak günü öğle saatinde tanışan bir insan için o gün Kadir günü olur. Çünkü önemli olan Kur'an ile tanışmaktır ve hemen sonraki ayetten öğreneceğimiz gibi, Kur'an ile kurulan ilişki bir ömürden daha değerlidir.

3) Kadr gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

"الف شهر Bin ay" ifadesi, söylenenin önemine dikkat çekmek üzere mübalâğa üslûbuyla ifade edilmiş bir sözdür. Dünyanın her yerinde ve her dilde bu tür mübalâğa ifadeleri kullanılmaktadır. Mübalağa sanatı, Arapçada ve dolayısıyla Kur'an'da da kullanılan bir anlatım aracıdır. Kur’an’da mübalağa üslubuyla kullanılan ifadeler genellikle övgü veya saygıya değerlik belirtmek için kullanılmıştır. "Bu asker bin askere bedeldir" örneğinde olduğu gibi, bu ayette de "Bu gece bin aydan daha hayırlıdır/yararlıdır" denilmiştir. "Bin ay" zaman olarak ortalama bir insanın ömrüne eşittir. Dolayısıyla bin aydan daha yararlı olan Kadir gecesi, aynı zamanda bir insanın da ömrüne bedel bir değerdedir. Bilinmelidir ki, bir ömre bedel değerde olan bir şey, her insan için mutlak bir önemi ifade eder.

4,5) Haberci âyetler,[#59] içlerindeki ruh; can katan, canlı tutan güçleriyle[#60] Rablerinin izniyle/bilgisi gereği, o şafak sökene kadar/aydınlığa kavuşuncaya kadar iner dururlar; her bir işten. -Selâm!-[#61]

–Selâm!–

Ayette geçen "تنزّل tenezzelü" kelimesinin aslı "تتنزّل tetenezzelü"dür. Bu sözcüğün kullanıldığı "Tefa’ul" kalıbı, gramer yapısı itibariyle bir iş, oluş ve hareketin tekrar edip duran bir süreç olduğunu, bir olaydan sonra o olayın üst üste tekrarlandığını anlatır. Tefa’ul kalıbının bu anlam özelliğinden dolayı "تنزّل tenezzelü" ifadesinin "Melekler iner [hulûl eder], sonra yine iner [hulûl eder], sonra yine iner [hulûl eder]..." ya da "...inmeyi [hulûl etmeyi] sürdürür..." şeklinde anlaşılması gerekir.

Bu anlamın Türkçeye "iner dururlar/hulûl eder dururlar" veya "iner de iner, hulûl eder de hulûl eder" şeklinde çevrilmesi daha da uygun olur.

"Nüzul" sözcüğünün esas anlamı "hulûl [girmek, içe işlemek, nüfuz etmek]" demektir. Bu anlamdaki "giriş", "duhul" sözcüğüyle ifade edilen "giriş"ten farklıdır. Hulûl etmek, gizlice, haber etmeden, fiziksel bir etki yapmadan girip girdiği nesnenin her bir zerresine homojen olarak yerleşmek şeklinde bir giriştir. [İbn Menzur; Lisanü’l-Arab Cilt.8, S.523, Darülhadis Kahire-2003] Nitekim Mümin suresinin 15. ayetinde ruhun hulûlü [içe yerleştirilmesi] "تنزّل tenezzül" sözcüğüyle değil "القائ ilka [koymak, bırakmak]" sözcüğüyle ifade edilmiştir.

Bu nedenle, ayette geçen "inme" ifadeleri "hulûl etme" anlamıyla açıklanacaktır. Bazı sapkın inançlarda Allah'ın bazı kişi veya eşyaya girişi olarak kabul edilen "hulûl inancı" konumuzun dışındadır.