GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Vatandaşların stantları gezmesi - Ustaların künefe yapması - Künefe yeme yarışması yapılması - Künefe yeme yarışmasını kazanan Mert Şenol'a ödülünün verilmesi - Depremzede esnaf Hülya Güler ile röportaj - Depremzede esnaf Abdullah Akay ile röportaj - Yöresel ürünlerin sergilenmesi - Çiğ köfte ustasının gösterisi - Yöresel yiyeceklerin satışı - Künefe ustasının gösterisi Depremzede esnaf "Hatay Tanıtım Günleri"nde başkentilerle buluştu ANKARA (AA) - Depremzede esnafa destek sağlamak amacıyla düzenlenen "Hatay Tanıtım Günleri" başladı. Başkent Millet Bahçesi'ndeki etkinlikte, çoğunluğu Hatay bölgesinden gelen depremzede esnaf yer aldı. Defne sabunu, köme, zahter, salça ve zeytinyağı gibi bölgeye has ürünlerin tezgahlarda satışa sunulduğu 2 Haziran'a kadar sürecek etkinlikte, ödüllü hızlı künefe yeme yarışması düzenlendi. Yarışmada 30 saniye içinde en hızlı künefeyi yiyerek birinci olan 21 yaşındaki Mert Şenol'a Hatay ürünlerinin yer aldığı hediye paketi verildi. Etkinliğe Hatay Defne'den katılan depremzede esnaf Hülya Güler, AA muhabirine, "Kendi ürettiğimiz ürünleri satmak için Hatay'dan geliyoruz. Evlerimiz depremde yıkıldı ağır hasar aldı" dedi. Uzun süre zor şartlar altında çadırlarda yaşadıklarını aktaran Güler, buraya gelirken ürettikleri içli köfte, kaytaz böreği, biberli ekmek, sigara böreği her türlü yöresel ürünleri satışa sunduklarını söyledi. Güler, yaşadıkları travma sonrasında normal hayata alışmanın çok zor olduğunu vurgulayarak, "Alışmak çok zor, arkadaşlarımızla normal hayata dönmeye çalışıyoruz ama orada herkes çok zor durumda. Özellikle evi yıkılan baraka ve çadırlarda kalan insanlar çok zor durumda." dedi. - "Antakya sanki ölü bir şehir hiçbir şey yok" Etkinlikte depremzede esnaf Abdullah Akay ise 6 Şubat depreminde tüm tezgahlarının yıkıldığını ifade ederek, "Allah bir daha o günleri yaşatmasın, böyle buralarda tanıtım yapılması bizlerin yeniden kalkınmamıza sebep oluyor." diye konuştu. Yaşadığı tüm acılara direnmeye çalıştığını ifade eden Akay, şunları aktardı: "İnşallah daha iyi olacağız ayakta durmaya çalışıyoruz. Antakya sanki ölü bir şehir hiçbir şey yok. İnsanlar konteynerlerde iş yok ama elimizden geldiği kadar bu sıkıntıyı atmak için çalışma yapıyoruz uğraşıyoruz. Sonuçta hayat devam ediyor, ondan ziyade sanatım ölmesin diye yeniden tezgahımı kurdum yeniden ipek dokuma, kilim dokuma, elimden geldiği kadar yapmaya çalışıyorum."