GİRESUN (AA) - GÜLTEKİN YETGİN - Giresun'da yürüme engeli bulunan Derya Bekdemir, hayvancılığın getirdiği hareketli yaşam ve moralle hayata tutundu.

Kemiklerindeki rahatsızlık nedeniyle operasyon geçiren ve uzun süre fizik tedavi gören yüzde 59 yürüme engelli Bekdemir, sağlık sorunlarının artması üzerine moral olması amacıyla 5 yıl önce yayladaki halasının yanına gitti.

Burada halasının büyükbaş hayvanlarıyla ilgilenen ve bu süreçte şikayetlerinin azaldığını fark eden 43 yaşındaki Bekdemir, Kovid-19 salgını döneminde annesi ve babasıyla kent merkezinden Burhaniye köyüne taşındı.

Sağlığına iyi geleceğini düşünerek hayvan bakmaya karar veren Bekdemir, daha önce yaylada halasının yanında edindiği tecrübeyle buzağı aldı. Babasının da desteğiyle ahır yaptıran Bekdemir'e İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 3 yıl önce 5 büyükbaş hayvan hibe etti.

Hayvancılık sayesinde daha hareketli bir yaşam sürmeye başlayan Bekdemir, hayvan sevgisi ve üretime katılmanın verdiği mutlulukla yaşama daha sıkı sarıldı.

Koltuk değneğiyle her gün ahıra giderek hayvanların bakımı, süt sağımı ve ahırın temizliği gibi işlerle uğraşan Bekdemir'in 8 büyükbaş hayvan ve 3 buzağısı bulunuyor.

Hayvanlarından elde ettiği süt, peynir, yoğurt ve tereyağı gibi ürünleri pazarlayarak gelir sağlayan Bekdemir, az da olsa tarlasında ürettiği sebzelerin de satışını yapıyor.

Derya Bekdemir, AA muhabirine, 2007'de yaşadığı rahatsızlık sonucu engelli kaldığını anlattı.

Uzun süre yatalak denebilecek boyutta hayatını evin içerisinde geçirdiğini ifade eden Bekdemir, "O dönemler benim için çok sıkıcı ve yorucuydu. Sonra uzuvlarımın birçoğunu hissetmemeye başladım, sonra buna farklı sağlık problemleri de eklendi." diye konuştu.

Küre Dağları'nda hazan renkleri hakim oldu Küre Dağları'nda hazan renkleri hakim oldu

Bekdemir, sıkıntıların artması üzerine 5 yıl önce yaylaya halasının yanına gittiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Orada buzağılarla ineklerle oynarken, onlar benim ellerime, kollarıma dokunurken, yalarken, o sürede geçirdiğim zamanda ağrılarımın, kramplarımın daha da azaldığını fark ettim. Yattığım zaman canım çok yanıyordu, uyuşmalarım çok fazla vardı ama hayvanlarla oynadığım gün, galiba hareketliliğim arttığından dolayı yataktan daha rahat kalktım."

Görüştüğü doktorunun bu durumun, aktivitelerin olumlu etkisi olabileceğini söylediğini ifade eden Bekdemir, bunun sonucu köyde bir buzağı, sonrasında da bir inek aldıklarını söyledi.

Geçirdiği operasyon ve gördüğü fizik tedaviyle ayağa kalkan Bekdemir, hayvancılığa başlamasının hastalıkla ilgili bir durum olduğunu dile getirerek, "Benim hastalık sürecimin, beni yoran, yıpratan sürecini atlatmaya yardımcı olsun diye başladığımız bir yoldu." dedi.

Vücudunun bazı yerlerinde yaralar çıktığını ifade eden Bekdemir, "Onlarla oynarken yaralar kapanmaya başladı. Fiziksel aktivitelerim daha çok artmaya başladı. Ağrılarımı daha hafif atlatabiliyorum, aktivitelerim artıyor çünkü yataktan kalkma sebebim oluyorlar." diye konuştu.

Bekdemir, hayvanlarının her birine ayrı isim koyduğunu belirterek, "İlk göz ağrımdan biridir 'Çilek' isimli buzağı. Baharda gelen hayvanımızın birinin adını 'Yazgülü' koydum, birinin önlerine gelen saçları vardı, kınalı şeklindeydi, adını 'Kınalı' koydum. Biri yere basmaya tedirgindi, adını 'Nazlı' koydum. Her birinin ayrı hikayesi var." dedi.

- "Onlarla bir yolculuktayım"

Hayvanlarını evinin bir bireyi gibi gördüğünü vurgulayan Bekdemir, "Sanki onlar benim parçam, onlarla bir yolculuktayım, onlarla huzurlu bir hayat yaşıyorum." ifadesini kullandı.

Derya Bekdemir, hayvan bakarken zorlandığı zamanların da olduğuna işaret ederek, "Ama faydasını gördüğüm yerler çok fazla. 'Bugün benim çok ağrım var, yatmam gerekiyor.' demiyorum, sabah kalkıp 'Hayvanlarımın bana ihtiyacı var, gitmem gerekiyor.' diyorum. Onlarla geçirdiğim her gün beni daha mutlu ediyor." dedi.

Bekdemir, kendisine her ihtiyaç duyduğunda destek olan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri ile arkasında duran ailesi ve arkadaşlarına teşekkür etti.

Kaynak: aa